MUFTULUKTE YOLSUZLUK
2011
Rize Müftülüğünde Neler Oluyor?Rize de Afet Yardımları, Başbakan ın danışmanın yakınları ve Müftülük Çalışanlarının Çocuklarına Gitmiş......
Rize’de Afet Yardımları, Başbakan’ın danışmanın yakınları ve Müftülük Çalışanlarının Çocuklarına Gitmiş...
MÜFTÜLÜKTE BUNLAR OLURSA ?
Nabız. Özel Haber
Afetzede Öğrencilere Aktarılması Gereken ‘Eğitim Yardımları’ Hiçbir Şekilde Afetzede Konumunda Olmayan Müftü, Müftü Yardımcısı, Müftülük Çalışanları ve Sendika Yöneticilerinin Çocukları ve Yakınlarına verildiği iddiaları ortalığı karıştırdı.
Dönemin Müftüsü Sayar, Şuanda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi, Müftü Yardımcısı Coşkun ise Mardin Müftülüğü’ne Atandı.
Merkezi Almanya’nın Köln Kentinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği tarafından, Rize’de yaşanan sel ve heyelanlar nedeniyle zarar gören afetzede öğrencilere yapılması gereken yardımların, Rize Müftülüğü çalışanları ile yakınlarının öğrenci olan çocuklarına aktarıldığı ortaya çıktı.
İddiaya göre, söz konusu eğitim yardımları, Rize Müftülüğü tarafından hazırlanan 20 kişilik listede, hiçbir şekilde afetten zarar görmeyen ve aile bireyleri Müftülük personeli olan öğrencilere aktarıldı.
Rize Müftülüğü’nün hazırladığı öğrenci listesinde, şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi, zamanın Rize Müftüsü olan Zeki Sayar’ın kızı ile önceki ay içerisinde Ankara-Polatlı ilçe Müftülüğü’nden Mardin İl Müftülüğü’ne atanan ve zamanın Rize Müftü Yardımcısı olan Dursun Ali Coşkun’un kızı da yer alıyor.
29 Kişi Ölmüş, 5 Kişi de kaybolmuştu!
Rize’nin Güneysu ve Çayeli ilçeleri ile Çaykent, Muradiye ve Büyükköy beldelerinde 23 Temmuz 2002 tarihinde meydana gelen ve 29 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin de sel sularına kapılarak kayıp olduğu sel ve heyelanlardan sonra bölgede hasar gören ailelere çeşitli yardımlar yapılmıştı.
Olayların ardından, merkezi Almanya’nın Köln kentinde bulunan ve Almanya’daki 896 derneği çatısı altında toplayan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Rize’de afet nedeniyle mağdur olan öğrencilerden, Rize İl Müftülüğü’nce belirlenecek 20 öğrenciye ‘öğrenim yardımı’ verilmesini kararlaştırdı.
DİTİB’den ‘Eğitim Yardımı’ Yazısı
Zamanın DİTİB Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Çakır imzası ile 10.10.2003 tarih, HUM/2003-744 sayı ve ‘Öğrenim Yardımı’ konusu ile Rize İl Müftülüğü’ne gönderilen ve ekinde 1 adet ‘öğrenim yardımı istek formu’ olduğu bildirilen yazıda, “Hizmet bölgenizde meydana gelen doğal afette mağdur olan öğrencilerden (Yüksek veya orta öğrenim) müftülüğünüzce tespit edilecek 20 öğrenciye Birliğimiz tarafından ‘Öğrenim Yardımı’ yapılması kararlaştırılmıştır. Ekte gönderilen ‘öğrenim Yardımı İstek Formu’nun belirlediğiniz öğrenciler tarafından doldurulup, ekleri ile birlikte 30 Ekim 2003 tarihine kadar Birliğimize gönderilmesini saygıyla arz ve rica ederim” denildi.
Rize Müftülüğü’nden 20 Kişilik Liste
DİTİB tarafından gönderilen bu yazıya Rize Valiliği İl Müftülüğü ise İl Müftüsü Zeki Sayar imzasıyla 30.10.2003 tarih, 620-2384 sayı numarası ve ‘Öğrenim yardımı’ konu başlığı ile bu yazıya “İlgi yazınız gereği Müftülüğümüzce öğrenim yardımı verilmesi uygun görülen öğrencilerin isim listesi aşağıda çıkarılmış olup belgeler ilişiktir” şeklinde yanıt veriyor; öğrencilere ilişkin öğrenim belgeleri, muhtarlık il muhabereleri ve başvuru formların eklendiği bildiriliyordu. Yazıda ayrıca, evrakların posta ile gönderildiği; 17, 18 ve 19.sıradaki öğrencilerin sehven kendilerinin evraklarını DİTİB’e gönderileceği de not olarak düşülüyordu.
RizeMüftülüğü’nün DİTİB’e bildirdiği ve ‘afet nedeniyle mağdur olan öğrencilerden’ oluşması gereken listede sırasıyla, “1-Ahmet Kansız, 2-Feyyaz Uzun, 3-Mevlüt Yıldız, 4-Ömer Faruk Kar, 5-Fatih Sadıkoğlu, 6-O.Nuri Işıklar, 7-Yasemin Coşkun, 8-Ayşe Sayar, 9-Büşra Çoğalmış, 10-İlyas Yıldırım, 11-Yakup Ayhan, 12-Fatma Çalık, 13-Hasan Şahin, 14-Fatih Yılmaz, 15-Selim Köse, 16-Ali Er, 17-Mesut Sandıkçı, 18-Mücella Sağlam, 19-Nihal Kasırga ve 20-Süheybi Keskin” isimleri yer alıyordu.
İddialara göre listedeki isimlere, DİTİB tarafından banka hesaplarına yatırılmak suretiyle en düşüğü 800 Euro olmak üzere bin 500 Euro’ya kadar yardım yapıldı.
O dönemde kimisi ortaöğretim, kimisi ise yükseköğretim okullarında okuyan öğrencilerden büyük bir bölümü bugün okullarından mezun olmuş ve çeşitli alanlarda çalışmalarını sürdürürken; o dönemde afetten zarar gören ve okullarına kayıt yaptıramayan veya ekonomik sıkıntılar nedeniyle okulunu bitiremeyen öğrencilerin durumları ise bilinmiyor.
Kim Sızdırdı Soruşturması!
Söz konusu yardımların yapılmasından sonra, Rize Müftülüğü’nün DİTİB’in talebiyle hazırlamış olduğu listenin asıl afetzedelerden oluşmadığını, ortada usulsüzlük ve yolsuzluk olduğunu ileri süren bazı Müftülük çalışanları, konuyu Başbakanlığa yazdıkları elektronik postalarla ileterek şikâyette bulundu. Söz konusu şikâyetler üzerine konu hakkında inceleme yapıldığı ve hatta Diyanet İşleri Başkanlığı ve Rize Valiliği tarafından açılan soruşturmalarda, ‘olayla ilgili belgelerin ne şekilde ve kimler tarafından sızdırıldığının’ soruşturulduğu ileri sürüldü.
Şikayet Edene ‘İkaz’
Müftülük personeli H.T.’nin 19.09.2007 tarihinde gönderdiği e-mail doğrultusunda Başbakanlık tarafından Rize Valiliğine gönderilen 27.09.2007 tarih ve 3948 sayılı yazı ile yine ekinde H.T.’nin 25.09.2007 tarihli e-maili bulunan 04.10.2007 tarih ve 4016 sayılı Başbakanlık yazısı doğrultusunda Rize Valiliği İl Müftülüğü, H.T.’ye 14.11.2007 tarih ve 2669 sayılı bir yazı göndererek ‘ikaz’da bulundu.
Valilik: “Müftülüğe Yardım Gelmedi, Müftülük Personeli Tarafından Yenmedi”
Vali adına Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut imzalı yazıda, “İlgi e-maillerinizde ileri sürdüğünüz DİTİB tarafından sel felaketi mağdurları için gönderilen yardımların yerine ulaşmayıp müftülük personeli tarafından” yendiği iddianız ve ilgi e-mailinizde yaptığınız bu şikâyetin Valiliğimiz tarafından duyulmaması talebiniz birlikte Valiliğimizce incelenmiş olup; Müftülüğe DİTİB tarafından gönderilen herhangi bir yardımın bulunmadığı ve dolayısıyla Müftülük personeli tarafından yenmediği, bu şikâyetlerinizin eksik ve yanlış bilgilerden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bilgilerinizi ve bundan böyle eksik ve yanlış bilgilerle kurumunuzu ve arkadaşlarınızı şikâyet etmemenizi, ayrıca şikâyetlerinizi mevzuata uygun bir şekilde yapmanızı ikazen rica ederim” deniyordu.
Olayı Takip Etti
Rize Valiliğinin ‘ikaz’ yazısından sonra da olayın peşini bırakmayan H.T., 06.11.2010 tarihinde bu kez Rize Valiliği İl Müftülüğü’ne yazdığı bir yazı konuyu tekrar gündeme getiriyor ve kendisine yapılan ‘ikaz’ın dosyasından çıkarılmasını istiyordu.
Bir Kez Daha Uyarıldı ve İkaz Edildi
Bu kez, 23 Ocak 2011 tarihinde Vali adına İl Müftüsü İlyas Serenli imzasıyla gönderilen 268 sayılı yazıda H.T., bir kez daha ‘ikaz’ edilerek, bu şikayetlerin devam etmesi halinde ‘hakkında yasal işlem yapılacağı’ uyarısında bulunuluyordu. Müftü Serenli yazısında, “Dilekçenizde daha önce defaatle incelenmiş ve soruşturulmuş olduğunu bildiğiniz 2003 yılındaki Rize ve Güneysu’da meydana gelen sel felaketinde mağdur olan öğrencilere DİTİB tarafından öğrenim yardımı yapılması konusunu tekrar gündeme getirdiğiniz ve ayrıca bu sebeple size yapılan ikazın dosyanızdan çıkarılmasını istediğiniz anlaşılmaktadır. Bu nedenle; 1- Defaatle incelenmiş ve sonuçlanmış konuyu tekrar gündeme getirerek kurumun huzur, birlik ve beraberliğini bozmamanız, 2- Yapılan ikazın bir disiplin cezası olmadığını, ayrıca dosyanızdan çıkarılmasının da mümkün olmadığını bilmeniz gerektiği, 3- Gereksiz şikâyet ve müracaatlarla resmi makamları meşgul etmemeniz, 4- Şikâyet ve müracaatlarınızı mevzuata uygun olarak yapmanız, 5- Bu tutum ve davranışlarınızın devam etmesi halinde hakkınızda gerekli yasal işlemin yapılacağını bilmeniz hususunda; bilgilerini ikazen rica ederim” ifadelerine yer verdi.
Vakıf-Sen’den Yorum Yok!
Olayın gelişimi hakkında görüş bildirmek istemeyen ve olayı yakından bildiklerini ifade ederek H.T.’nin yanlış ve eksik bilgilendirmelerle şikâyetlerde bulunduğunu kaydeden Türk Diyanet Vakıf-Sen Rize Şube Başkanı Halil Öksüz, iddia edilen olayın ahlaki olmadığını ancak bu konuda herhangi bir yorum yapmasının doğru olmayacağını kaydetti.
DİTİB, Yanıt Vermedi!
Konuyla ilgili bilgi ve görüşlerini almak için elektronik posta ve telefon yoluyla başvuruda bulunduğumuz DİTİB’den ise bu güne kadar herhangi bir yanıt alamadık. Konunun gelişimi, yazılan yanıt ve iletilen listelerle ilgili iddiaların sorulduğu, bu konuda inceleme ve soruşturmalar yapıldığı, ‘kendilerinin bu gelişmelerden haberdar olup olmadığı, söz konusu listedeki isimlerin Rize Müftülüğü çalışanları ile yakınlarının öğrencileri olduğunun bilinip, bilinmediği, söz konusu yardımların afetzedelere ulaşıp ulaşmadığının araştırılıp araştırılmadığı, yönetim kurulunun bu konuda ne gibi çalışmalar yaptığı, söz konusu eğitim yardımı kapsamında listedeki öğrencilere ne şekilde ve ne kadar yardım yapıldığı, söz konusu yardımların gerçek afetzedeler yerine afetlerden hiçbir şekilde etkilenmediği ileri sürülen kişilere yapıldığı iddiaları karşısında görüş ve düşüncelerinin neler olduğu’ konularında ise bu güne kadar DİTİB’den hiçbir yanıt alınamadı.
Din-Bir-Sen Takip Ediyor!
Konuyu değerlendiren ve bu konuda, olayın olduğu 2003 yılından itibaren böyle bir usulsüzlüğün kendileri tarafından bilindiği ve bu konuda çeşitli duyumlar aldıklarını doğrulayan, Din-Bir-Sen Rize İl Başkanı Hasan Türüt, bu konuda Müftülük çalışanlarından H.T.’nin girişimlerini olduğunu ve yazışmalarda bulunduğunu takip ettiklerini kaydetti.
Aynı zamanda Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na gönderilen iletiler ve yapılan şikâyetler olduğunu anlatan Türüt, “Sonrasında Rize Valiliği’ne bir yazı gönderilmiş, Valilik tarafından yapılan tahkikat sonucunda ise DİTİB tarafından Müftülüğe böyle bir yardım gönderilmediği, Müftülük personeli tarafından yenmediği, şikâyetlerin eksik ve yanlış olduğu yönünde bir yazı gönderilmiş ve cevabi yazı ile de H.T. ikaz edilmiştir” dedi.
“Bunlarla Mücadele Bizim Sendikal, Mesleki, Dini, İnsani ve Vicdani Görevimizdir!”
Türüt, değerlendirmesinde şunları söyledi: “Aslında burada DİTİB tarafından Rize Müftülüğüne gönderilmiş bir para veya yardımdan söz edilmiyor. Merkezi Almanya’da bulunan DİTİB tarafından, Rize Müftülüğüne yazılan bir yazı ile 2003 yılında bölgemizde meydana gelen doğal afetlerde zarar gören ailelerin okumakta olan öğrencilerine maddi yardım yapılmak istendiği, bu yünde Rize Müftülüğü’nün gerekli tespitleri yaparak, söz konusu mağdur ailelerin eğitim görmekte olan öğrencilerinin isim listesi ve gerekli evraklarının gönderilmesini istenmiştir. Ancak, Rize Müftülüğü, bölgedeki afetzedelerin öğrencilerinin yerine, çoğunluğunu Müftülük çalışanlarının oluşturduğu ve aynı çevredeki yakın dostlarının çocuklarının isim listesini bu kuruma göndermiş ve bu liste karşılığında DİTİB’de Müftülük personelinin çocuklarına maddi yardım göndermiş. Aslında araştırılması gereken konu budur. Yani, söz konusu yardımlar kimlere ve nasıl gönderilmiştir. Bizler, bu tür insanların dairemizde çalışmasından bile rahatsız olmaktayız. Mağdur ailelerin halklarını gasp ederek, doğal afetlerden hiçbir şekilde, uzaktan ve yakından ilgisi olmadıkları halde kendi çocuklarını nemalandıran bu insanların, böylesine geçmiş ve köklü bir tarihi bulunan, dürüstlük ve doğruluk timsali bir kurum olan, dinimizin irşat görevini yapan ulvi ve son derece önemli bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde bulunması kabul edilemez bir durumdur. Bizler sendika olarak kurumuzun onur ve itibarı için meslektaşlarımızın liyakat ve kalitesi için çalışmalar yaparken, bu tür olayların da önüne geçebilmek ve sorumlarının hesap vermelerini sağlamak için de mücadele ediyoruz ve edeceğiz. Bu bizim sendikal, mesleki, dini, insani ve vicdani görevimizdir”
“Adı Geçenlerin Terfi Ettirilmesini İçimize Sindiremiyoruz!”
Din-Bir-Sen’in yeni kurulan bir sendika olduğunu, Diyanet çalışanları olarak kurumları adına bu olaylarda son derece rahatsız olduklarını ifade eden İl Başkanı Türüt, “Diyanet İşleri Başkanlığımıza, Genel Merkezimiz aracılığıyla konu hakkında bilgilendirme ve gerekli araştırma, soruşturmaların yapılması için, başka diğer konuları da içeren bir yazı yazdık. Bu konunun takipçisiyiz. Daha önceden tahkikat yapıldığı söylenmesine rağmen bizlerin bu konuda bir bilgisi olmamıştır. Ancak, biz sendika olarak bu olayda ismi geçen insanların hem müftülüğümüzce ve hem de diğer makamlarda terfi ederek adeta ödüllendirilmelerini içimize sindiremiyoruz ve hayretle izliyoruz” şeklinde konuştu.
Yaşanan olaylar sonrasında, o dönemde Rize İl Müftülüğü’nde görev yapan ve olayda adı geçenlerin tamamına yakının terfi ettirilmesi ve bir üst makamlara yükseltilmesi ise dikkat çekti.
Dönemin Müftüsü, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Öte yandan söz konusu liste üzerinde yapılan incelemede, listede kızının da adı bulunan dönemin Rize Müftüsü Zeki Sayar, 2008’de atandığı Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliği görevini sürdürüyor.
Dönemin Rize Müftü Yardımcısı olan ve listede kızının adı bulunan Dursun Ali Coşkun, 2005 yılında Polatlı Müftülüğüne atandı. Coşkun Polatlı Müftülüğü görevini sürdürdüğü sırada son olarak da geçtiğimiz Mayıs ayı içerisinde Mardin İl Müftülüğü’ne atandı.
Aynı dönemde Rize’nin Derepazarı ilçesi Müftüsü olan ve kızının adı listede olan İsmail Keskin, daha sonra Trabzon-Of ilçe Müftülüğü’ne atandı. Keskin, 2007’de atandığı Afyon-Sandıklı İlçe Müftülüğünü sürdürüyor.
20 kişilik listede ayrıca, zamanın Rize Müftülüğü Personel Şefi ve şu an emekli olan Hüseyin Kansız ile Müftülük memuru Metin Uzun, zamanın Personel Müdürü ve şu an yurt dışında görevli Nizamettin Yıldız, o zaman memur olan şimdi ise Personel Şefliği görevini yürüten Ekrem Kar, şu an uzman olarak görev yapan Şakir Sadıkoğlu, zamanın Mali İdare Şefi olan ve daha sonra Bursa’ya tayin edilen Aslan Işıklar, Diyanet Vakfı memuru İslam Çelik ile Çayeli Müftülüğünde şef Mustafa Kasırga nın bulunduğu iddia edildi..
Söz konusu listede yer alan hiçbir ismin Rize’de yaşanan sel ve heyelanlardan zarar görmediği ileri sürülürken; listede bulunan diğer 7 kişinin de Rize Müftülüğü’nde çalışan personellerin çocukları, yakınları veya akrabalarının olduğu da iddialar arasında yer aldı.
Ayrıca, dönemin AKP İl Başkanı ve şimdi Rize’den AKP 2. sıra Milletvekili adayı olan Hasan Karal’ın da konuyu yakından takip ettiği ancak, olayın kapatılması ve üstüne gidilmemesi yönünde çalışmalar yaptığı ileri sürüldü. Aynı zamanda kendisi de AKP il Başkanlığı öncesinde Rize Müftülüğü personeli olan Karal, 2007 seçimlerinde de AKP’den milletvekili adayı olmuş, Mesut Yılmaz’ın bağımsız aday olarak kazanması nedeniyle sandıkta kalmıştı.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, dini, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri gerçekleştirmek ve Almanya genelinde kendisine bağlı derneklerin bu alandaki faaliyetlerini koordine etmek amacıyla 05.07.1984 tarihinde kuruldu. DİTİB kısa adıyla bilinen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, 230 dernekle kurulmuş olmasına rağmen gelişmeye devam etmiş, günümüzde 896 derneğin üst organizasyonu niteliğini almıştır. Alman Dernekler Yasası uyarınca faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, yapılan kamuoyu yoklamaları ve istatistiklere göre Almanya’daki Müslümanların % 70’ini temsil eden, alanındaki en büyük kuruluş haline gelmiştir. DİTİB Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu ve Kasa Denetçileri olmak üzere 4 ana yönetim biriminden meydana geliyor.
DİTİB'in Mevcut Yönetimi
12. Genel Kurul toplantısı 08.11.2009'de Köln-Hürth Ramada Oteli’nde yapıldı. Genel başkanlığa T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan 2. defa seçildi. Yönetim Kurulunun diğer üyeleri şu isimlerden meydana gelmektedir: Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr Ali Dere (İlahiyatçı), Genel Sekreter Dr. Ali İhsan Ünlü (Tıp Doktoru), Genel Sekreter Yardımcısı Fuat Kurt (Mühendis), Genel Muhasip Sinasi Akyürek (Mühendis), Genel Muhasip Yardımcısı Erdinc Altuntas (Mühendis) ve Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Bilen (İş Adamı).
DİTİB’in Misyonu
Organizasyon olarak DİTİB’in misyonu, “Müslümanlara ibadet edebileceği yer ve imkânları hazırlamak, uyum ile ilgili proje ve aktiviteler sunmak, sosyal ve kültürel alanlarda çalışmalar yapmak, herkese aynı mesafede yaklaşarak, semavi dinlerin diğer temsilcilerine karşı açık ve dostane ilişkilerini her alanda devam ettirmek” olarak açıklanıyor. DİTİB, temsil ettiği kitle itibariyle, çoğunluğu Türkler olmak üzere, her milliyetten ve her yaştan insana dini, sosyal ve eğitim alanlarında hizmet sunma amacını güderken; çalışmalarını gençlere, yaşlılara, kadınlara ve uyum ihtiyacı olan tüm göçmenlere yönelik olarak sürdürüyor ve kapılarını sadece Türk veya Müslümanlara değil, hizmet almak isteyen herkese açıyor.
Okunma Sayısı : 5720 Yukarı
Eklenen Yorum Sayısı: 35 temızlığe kendınden başala dınımızı gereğı 08Temmuz2011, 22:26
hasan turut sen önce kendını tevızle heryerı batık içındesınali 30Haziran2011, 16:58
bu işi yapanlar gerçekten varsa yazıklar olsun diyorumözer 30Haziran2011, 11:30
üzüntümüz hudutsuzdurHasan TÜRÜT 29Haziran2011, 19:29
Arkadaşlar biz bu kutlu yola Allah için haksızlıklarla mücadele için girdik.Biz kimsenin hatırına iş yapamayız.Bu olay gerçektir.zaten evraklar ve isim listeleri gazetelere yayınlandı.Ben bu olayı sızdıranada haber edenede kızmıyorum.Tek kızılacak yer var oda buna sebebiyet verenlerdir.Kurumumuzun itibar kazanacağı bir anda onu ayaklar altına alanlar utansın.Yazıda aynen şöyle diyor.Bölgenizde meydana gelen afette zarar gören afet zedelerin okuyan çocuklarından 20 kişilik isim listesinin bildirilmesi.Eğer ozaman bunun gereği yapılsaydı halk nezdinde büyük bir itibar kazanacaktık.Malesef durum bu şekilde meydana geldiyse ne on sene geçmesi ne gazeteci nede evrak hiç biri suçlu değildir.Dik durun arkadaşlar bu durumlar temizlik çalışmalarıdır.Biz de bunun için varız,isteyen istediği gibi yazsın bilsinki asla gerçekleri saptıramayacaktır.din-bir-sen üyesi 24Haziran2011, 17:09
başkan ifadeler sana yakışmıyor.
enaniyet kokusu var yazılarında.
kendine gel...
biz bu şekilde üye olmadık sendikaya...
yaptığınız iş güzel ama bu şekilde konuşmalar yakışmıyorr.imam 24Haziran2011, 14:22
arkadaşlar yorumlarınızı okudum biraz daha ölçülü davranmaya çalışalım. şahsen düşünüyorumda net olarak böyle olay var mı acaba? eğer varsa bu asla örtbas edilemez, ve bunu hiç korkmadan ortaya çıkaranları tebrik etmeli ve burada yanlış olan sadece medyaya sızmasıdır kendi içimizden halletmeliydik .eyer böyle bişey yoksa çok büyük ihanet ve ahlaksızlık yapmış olurlarHasan TÜRÜT 24Haziran2011, 10:31
Benim adıma yazı yazanlar çıksın adını yazsın bakayım hangi hırsız,dolandırıcı,hangi sahtekar olduğunu belgelerle kamu oyuyla paylaşabilirim.Çünkü benim din adına ,insanlık adına hayırlı işlerden başka birşeyimi bulan olursa gelsin adam gibi ismini yapsın görüşelim.İftira atmakla bana birşey yapacağınızımı zannediyorsunuz.Ben tahmin ediyorum seni ama tahminle bir şey söylemiyorum.Adamsan yaz o aciz ismini,hakkındaki mahkeme kararlarını ve belgeleri sunayım kamuoyuna.Benim şerrim Allahın şer saydıkları üzerine olur.Uğramışsın gazabıma,anlıyorum.yapmışsın bir hırsızlık,yolsuzluk anlıyorum.Adını yazda savcılıkta buluşalım.Kahrolsun zalimler.kahrolsun korkaklar,iftiracılar.Varolsun Hasan TÜRÜT ler varolsun Savcılıklar.bir müslim 23Haziran2011, 20:57
selamun aleyküm.
arkadaşlar!
birbirinize hakarete varan ifadeler kullanıyorsunuz. bi defa bu müslüman olarak yakışmaz. kaldı ki tolumun önüne geçip dini tebliğe memur kılınmışız bu sebeple hiç yakışmaz. peygamber makamını işgal eden bizlerin en azından hz. peygamberin -sebep ne olursa olsun- bu gibi ifadeleri tasvip etmeyeceğini bilmeliyiz.
ben herhangi bir taraf değilim. ortada bi yolsuzluk varsa bunu yapanların cezalarını çekmeleri gerektiğini savunmak bir müslüman olarak görevimizdir. ancak bunu ortaya çıkarmaktaki gayemiz sadece allah rızası ise eyvallah. fakat müftü beye kızgınlığımız veya diğer kişilere olan husumetimiz bizi bunu yapmaya yönlendiriyorsa burada allah rızasından söz etmemiz doğru olmaz....
"rizeli" rumuzlu arkadaşın yazısına cevap olrak şunu söylemek isterim: müftülüğe para gelmemiş doğrudur. fakat müftülük isimleri kendi çocuklarından belirlediği için, afetzedelere gönderilmek istenen parayı kendilerine yönlendirmiştir. bu da aynı anlama gelmektedir...
şunu unutmayalım ki arkadaşlar: HİÇBİR HAKLILIK BİRBİRİMİZE HAKARET ETME HAKKINI BİZE VERMEZ...
Veselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühu....İLYAS BEY'in ne suçu var? 23Haziran2011, 09:19
Türütlerin farklı bir şeylerin peşinde oldukları belli.10 yıl evvel olan hadiseyi pişirip pişirp medyaya paketlemeleri, bunuda seçimden önce yapmaları her şeyi anlatıyor. Ama bu hadisede uzaktan yakından alakası olmayan yeni müftü İLYAS SERENLİ'nin ne alakası var. Bu olayın olduğu zamanki müftünün döneminde niye haberi paketlemediniz. Yoksa kaba kuvvetle istediğinizi aldınızmı. Tahminen İlyas Bey'e dediğinizi yaptıramadığınızdan dolayı basitleşerek iftira atıyorsunuz. Ama bu kez planınız tutmayacak. Çünkü rabbimin planı daha büyüktür.sahte ımam kım 19Haziran2011, 21:08
hasan turut ekmek yedığı kapıya nankorluk atmeye alışkın dır merak eden eskı gorev yerlerıne sorsun kendıne yakışanı yapmışsana pay verılmedı galıba 18Haziran2011, 00:06
yorumunuz hakaret içeriği nedeeniyle yer verilmemişti...rizeli 17Haziran2011, 17:47
sevgili arkadaşlar yazılan yorumları okudum, bu camiayı tanıyan birisi olarak çok üzüldüm, kendi çapımda bu olayı araştırıp işin gerçek yüzünü ögrenmeye çalıştım, kaldıkı burada yorum yazan arkadaşların birçogu taraflı olarak yorum yazdıklarını görüyorum. olayın gerçek yönu medyada yer buldugu gibi değilmiş malesef. bundan çok büyük üzüntü düydum.ben müftülüge gelen bir paranın oldugunu zannettim. görüşmüş oldugum yetkililer 2002 yılındakı felaketten sonra müftülükten isim listesi istenmiş onlarda sadece isim listesi vermişler.bizler müftülüge paranın geldigini ordan bu paraların kendi aralarında pay edildigini zannediyorduk.kaldıki 2002yılından 2011 yılı arasında bunca yıl geçmiş.o zamanın idarecilerinin hiçbirisinin bugün ilimizde idareci olmaması,etraflıca düşündügümde gerçekten bu yayının yapılmasının asıl amacının ne oldugunu hala anlamış degilim.burada hedef nedir,ne amaçlanmaktadır. bunu yapan müftülük personeli imiş insan kendi kurumunu böylesine rencide edecek işlerde nasıl bulunur. kaldıki bunlar din adamları.bunada kılıf olarak sendikal faaliyet olarak adladiyorlar.gerçekten üzüldüm bunun adı sendikacılık degil olsa olsa kendi kendine intihar eden insanlar toplulugu olur ancak biz bu camiayı daha farklı düşünüyor din adamalrına karşı saygılı olmaya çalışıyorduk.kendi kurumundaki arkadaşına saygısı olmayana birbaşkası saygı göstermez bu camiaya böyle şeyler yakışmaz din adamlarının daha akıllı olmasını,bulundukları yerlerde kanaat önderleri olduklarını düşünürdük,umarım bu olaylardan ders çıkartılıp butur yanlış hareketlerde bulunmazlar, bu camiayı sukunete davet ediyorum saygılaranbarlık koyu 16Haziran2011, 22:24
senı ıftıracılar suzler hancak ıftıra ararsınız beyler sız bu hasan turutu gorev yaptıgı yerlere sorun bu hep çalıp yemiş gıtın koyunun muhtarına sorun gıdın komşularına sorun bunlar dınayetı ve dınımızı lekelıyen ınsanlar dır saygılarımlacabbar 15Haziran2011, 10:33
HADI BAKALIM TEK GIDA ISLE ILGILI KIRLI CAMASIRLARIDA BEKLIYORUZ.HADI AMA BAKARSINIZ UCU SIZE KADAR DOKUNURİsmail Aydoğan 14Haziran2011, 19:30
Sizler bize örnek olmak için bu devletten maaş aldığınıza göre bu yaptığınızın ne anlamı var? Dinde böyle mi oluyor bu durumlar? Hep dedikodu,iftira ve aldatma.Bir yandan şantaj yapma diğer yandan kötüleme.Yahu Rize dediğimiz yer bir avuç içi kadar bir yer.Hepinizi herkes tanıyor.Ne yaptıklarınızıda herkes biliyor.Yorumları okuyorumda şaşırmamak elde değil.Recep Koyuncu hoca dükkanında telefon satmıyor, araba galeriside yok. İnşaat işide yapmıyor.Rizenin tarihine katkıda bulunmak için kendi maaşıyla çabalayan bir imam. Son üç yılda yörede dağıttığı Kuranı kerimleri ne çabuk unuttunuz.Binlerce ücretsiz dağıttığı Kuranı kerimleri parayla satan arkadaşlarına bile şahit olmuştuk.Hem onları bir tarafa bırakalım, sizin gibi korkakda değil.Açık açık adınıda yazıyor fikrinide söylüyor.
Burda ilk yazdığı yorumda da kimseyi incitmemiş.Terbiyesince bir yazı yazmış.Size göre müftüye yağ yakan birisi olsaydı şu anda çok daha değişik makamlarda olmalıydı bence.İnsaaftan bihaber olduğunuz gün gibi aşikar. Siz sadece korkaksınız.Sizin anlatacağınız din sizin olsun.Ben islamı recep hoca gibilerden öğrenmeye devam edeceğim.Siz ticaretinizle, atacağınız iftiralarla hayatınıza devam edin.
doğan 14Haziran2011, 18:06
saygı değer arkadaşlar rize müftülüğü aynı şekilde karalar vermeye devam ediyor bunların tutarlılığı yok.sayın müftü yalan söyleyen hocanını arkasında namaz olur diyor.Bizim camidede böyle bir imamı savunuyorlar daha bir şey söylemeye gerek yok.Recep KOYUNCU 14Haziran2011, 17:44
Hakkımda konuşabilecek kadar en ufak bir cesarete sahip olan adamın ilkönce adını yazması gerekir.Ama bu bahsettiğim özellik delikanlı adamlarda bulunur.Halatçılar mahallesine baskıyla gönderilmedim.Bizzat yapılan bir teklife verdiğim bir cevap yüzünden rotasyona tabi tutuldum.Hakkımdaki bildiklerimi açıklamaya gelince;yalan diyeceğin gün gibi aşikar.Başım dik,alnım açık.Veremiyecek olduğum hiçbir hesap yok.Ben yıllardan beri bu camianın içindeyim ve mücadelemi hep tek başıma ve en açık bir şekilde yapmışım.Yaptıklarım ortada.Çamur atmam adam gibi çıkarım her yerde her istediğimi söylerim.Gerektiğinde cezamıda paşa paşa çekerim.Ama yüzümde bıyığımla,kadınlar gibi dolaşmam.Mertçe,delikanlıca meydanlarda olurum.Yağ yakanlar gibi yalakalık yapmam.Adımı da mertçe yazarım.Cesaret buna denir işte.Varsa sende bu bahsettiğim özellikler buyur kardeşim er meydanına.Ama unutma adam gibi,mertçe.Karılar gibi değil.Varsa hadi buyur.recep hoca senin adın yeter 13Haziran2011, 19:09
yalan niye konuşuyorsun.Müftüye yağ yakma arkadaşlarına saygın olsun.seni baskıyla yer değiştirtmedimi? kendi isteğinlemi gittin halatçılara.Bir dahada bulutlu havadan yağma yapmaya çalışma....istersen sus yoksa hakkında bildiklerimi yazarımRecep KOYUNCU 12Haziran2011, 22:05
Burada mesaj yazanlara bakıyorumda herkes ama öyle ama böyle birilerine çamur atma telaşı içerisinde. İnsanlar hem imamım diyor hem adını yazamıyor ne hikmetse. Bence başta yapılan en büyük yanlış bu. İkincisi, biz bu halkın en önüne geçip onların hem dini ve hemde güncel olaylarda önder insan olmaları için gelişmelerine yardımcı olmakla mükellefiz. Ama burdaki yorumlara bakılırsa bizim katedecek bir dünya mesafemiz var, çünkü biz daha çook gerilerdeyiz. Birbirimizin ayıplarını meydana çıkarmadan önce yaptığımız işin mahiyeti hakkında bir düşünmemiz gerekir. Bence bu olayda yapılan işlem çok yanlış. Bu olay 2003 yılında yapılan bir iş. Bugünkü müftünün yani İlyas Serenli hocanın bu olaya herhangi bir dahli yok. Tek kusuru bence bugün Rize il müftüsü olmasıdır. Baskılardan söz ediliyor. Vallahi bende bu kurumun 18 yıllık bir elemanıyım. Hatta bana göre birazda problemli bir imamıyım. Bana yapılan herhangi bir baskı yok. Bana yapılmadı diye bu arkadaşlara yapılmıyor demiyorum. Yeri geldiğinde her türlü hakkımızı kullandığımızı söyleriz. Eğer varsa böyle bir durum bu ülkenin mahkemesi var, gidersin ve hakkını ararsın. Gidilen mahkemelerin sonuçları da ortada. Mahkemenin hakimi de bu müftü değil ya kardeşim. Yasal olarak her türlü hakkını ararsın. Çamur atmak kolay arkadaşlar. Ama unutmayalım ki çamur atan kişinin ilkönce kendi elleri kirlenir. Sakın bana kimse bu haber konusunu savunduğumu söylemesin. Ortada bir suç var ve gereken mutlaka yapılacaktır. Bizim sevdirmemiz lazım küstürmemiz değil. Bizim kolaylaştırmamız lazım zorlaştırmamız değil. Bizim insanlar hakkında iyi düşünmemiz lazım kötü değil. Kimsede kendisini Allahın yeryüzündeki temsilcisi yerine koymasın. Bizim bir önceliğimiz var mutlaka insanlar arasında, biz imamız, önderiz. İyi düşünmemiz lazım ona göre hareket etmemiz lazım. Yoksa adım gibi eminim ki sadece konuşarak, çamur atarak günah bataklığına daha da fazla saplanırız. Bu arada kimsede hakaret ederek yorum yazmasın. İnsan olan efendice, saygısını kaybetmeden fikrini yazar ve geçer gider. Ama insan olmayana lafım yok. Onlara her türlü şey yakışır. Ben bana yakışanı yapıyorum sadece.Vesselam.cihan ceylan 11Haziran2011, 22:41
taraflı yorumlara yer veriyorsunuz,diğer birçok yorumları neden yayınlamıyorsunuz.bir imam arkadaşım haber verdi böyle bir haber var diye yorum yazmış yayınlamamışsınız.Hak Geldi Batıl Zail oldu 11Haziran2011, 18:29
Daha dün bir avuç insanın kurduğu sendika her türlü baskı ve tehditlere rağmen hiç çekinmeden geri adım atmadan sanki Peygamber ordusu gibi ya hak üstün olacak diyorlar yada bu can feda.Süpersin sen,Din-Bir-Sen yolun açık olsun 11Haziran2011, 18:27
Ben zaten diyordum bu zalimlere karşı Hilful fudul kurulması lazım.Elhamdulillah Kurulmuş,Tebrikler dostlar.Bundan sonra Diyanete ve Din adamlarına daha fazla güveneceğim,çünkü çürükler yaşayamayacak.Binlerce şükür Yarab....Şimdi umutlandım. 11Haziran2011, 18:24
Diyanetteki yolsuzlukların üzerine giden bir sendika var.Teşkilatıma ve Dinime bir kez daha güvenim arttı.Bundan üzülmüyorum çünkü teşkilat ve Din adamlarımız bu adamlardan hızla arındırılmalıdır.Bu yolsuzlar ve yandaşları lütfen bundan erkeni yok istifa edin ve bu Sendikanın kıymetini iyi bilin.Böyleleride varmış 11Haziran2011, 18:20
Din-Bir-Sen il başkanı sayın Hasan TÜRÜT ve onun yürekli cengaver yönetim kurulu ve saygın yoldaşları kardeşlerim işiniz zevkli ama zor bakın yolsuzların aşıklarıda varmış bir de imamım diyor ben de o köydenim evinin kapısından köyün yolunu kesen ,başkalarının paralarıyla daireler alıp tarafına geçiren,her türlü entrikayı çevirecek kabiliyete sahip teşkilatın yüz karası cinci adam. bunu tanıyor ve iyi biliyorum.arkadaşlar buna yolsuzlukları savunmak yakışır.gerçek yüzünü ortaya koydu eğer bu ise.sen kimsin acaba 11Haziran2011, 18:09
Ya yollarda gezen cincilik yapan türüt sün diyanet ten uzaklaşması gereken şahsiyetsin sen yada Diyanet sen in provokatorlerinden yada Müftünün yağdanlıklarından sın sen Teişkilatımızın yüz karaları yazı yazacakkkadar dadandınız. namuslu insanlara dil uzatacak, yolsuzlara sahip çıkacak kadar gafil sen kimsin acaba?Lütfen Dikkat,Biraz insaf 11Haziran2011, 17:43
Diğer sendikalara sorulmuş,Diyanetsen hiç konuşamamış acaba onlardamı bu işe ortak diye düşünüyorum.Vakıfsen ürkek davranmış.Millyonlarca tebrikler:Din-Bir-Sen bildiklerini hiç esirgemeden konuşmuş.Ben araştırdım,bu adamlar ailece imam çocukları Hafız aynı yolda ,utanmaz birde aynı köylüyüm diyorsun.Rizede kaçtane böyle aile var adamların başına kalkmışsınız birde utanmadan yazıyorsunuz.Adamsan bir haksızlıklarını yanlışlarını belgele göreyim.Şahsiyetsiz herif sizin yüzünüze hiçmi ar yok.Ayıptır.Böyle birilerinin Rizeli olmasından ben guru duyuyorum.Sen göber bari.Yanındayız dostum 11Haziran2011, 17:37
Türütler içinizde bu kadar cengaver hakkın elçilerininde olduğunu bilmiyordum.Size helal olsun.İçinizde bazı yolsuzluk yoldaşları var eh ne yapalım olacak üzülmeyelim.Birde bu meslekte olduklarından bahsediyorlar.Hakikaten yazıklar olsun ki ,yolsuzlara destek vermekten yüzleri hiç mi hiç utanmıyorlar.İnanıyorumki onlarda aynı yolsuzluklar içerisindedirlerki.Atalar ne güzel demişler (Yarası olan gocunur.)Kaqhraman oğlu Kahraman 11Haziran2011, 17:32
Biz böyle Sendika görmedik diğer sendikalar konuşmaktan imtina ediyorlar Adam gibi Adamlar .Tebrik ediyorum.Kininizden böyle insanlara söz atanların yüzlerine milyonlarca tükürük.utanın utanın.Yukarıdaki iki yorumu okuduktan sonra ümitsizliğe düştüm demekki Bu ülvi camia içerisinde çok hırsız var.Çünkü afetzedelerin paralarını yiyenlere destek verenler var.Yılma Din-Bir-Sen sonunakadar yanındayız.Biz olmazsakta Büyük Allahım seninledir kokma yürü yiğit.Hasan TÜRÜT 11Haziran2011, 17:28
Yorum yazan arkladaşlar kime kim için hizmet etmeye çalışıyorsunuz.Merak ettim seni acaba sen siz hangi yetimin hakkını yemişsiniz belli değil.Biz dinimizi içinden kemirenlerden değiliz.Biz mert,dobra ve adam gibi müzlümanlardanız.Sizin gibi yolsuzların afetzedelerin paralarını kendi çocuklarına yedirenlerin yanında olmayız olmayacağızda.Benim köyümde çok değerli insanlar var ama sizingibi hırsızların yanında olan insanlar çok tanımıyorum.Siz olsanız olsanız bu afetzede canavarlarının yandaşı olabilirsiniz.Ben kimseyle işbirliği yapmadım benim işbirliğim Allah ve Resulü ile olur.Bilmiyorsunuz belki öğrenin Allahın resulünün ordusundaki Münafıkları Allah c.c. Ayetle haber veriyor.Biz bu tür insanların ve yandaşlarının bu kurumda olmasından utanç duyuyoruz.Eğer bu teşkilattaysan yolsuzluklara yandaş olmaktan bir gün sende hesap verirsin Unutmayınki yolsuzlukları ve yolsuzları örtmekle bu dine asla hizmet edemezsiniz.Akıllı olun isterseniz isminizide verin veya adamsanız gelide bilmiyorsan doğruları öğren.hoca 11Haziran2011, 16:11
arkadaşlar bu edepsizliği yapanları neden eleştirmiyorsunuz da bunu basına verenleri eleştiriyorsunuz,acaba sizinde mi kuyruk acınız var diye adamın düşünesi geliyor.ne kadar komik duruma düştüğünüzü tahmin edemiyorum,ortada müthiş bir yolsuzluk var ve siz hala bu haram yiyen bu edepten dinden nasibi olmaya insanları savunuyorsunuz.gerçekten pes doğrusu...size çok acı gelecek ama gerçeği söyleyeyim,bu milletin size neden inanmadığının açık bir delilidir.siz gerçekten din adamı mısınız yoksa dini kullanan dinden nemalanan kişiler mi lütfen bu soruyu kendinize bi sorun.Allah aşkına biz kürsülerden bu millete haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır diye bas bas bağırmıyor muyuz.vay bizim halimize acınacak halimiz var diye düşünüyorum...imam o.......cemaat s...